ANKARA

ANKARA
1) Ankara Kalesi

Kim tarafından ve ne zaman inşa edildiği konusunda herhangi bir kaynağa ulaşılamamış olan Ankara Kalesi, bünyesinde çeşitli uygarlıklardan izler barındırıyor.
Elde edilen bulgulara göre kale, Galatlar’ın kente yerleştiği dönemde tüm kudreti ile ayaktaymış. Bu topluluğun ardından bölgede hâkimiyet kuran Romalılar zamanında Ankara, kalenin dışına taşacak şekilde genişlemiş. Bizanslılar ise dış kaleyi inşa ederek kentin savunmasını güçlendirmiş.
Kent manzarasının keyfini sürmek isteyen gezginler için Ankara gezilecek yerler listesine eklenebilecek en iyi seçenekler biri konumundaki askeri yapı, Selçuklu ve Osmanlı’nın Anadolu’da hâkimiyet kurduğu dönemlerde de önemini korumuş.
Günümüzde kafeler ve hediyelik eşya dükkânlarıyla çevrili kale, manzarası dışında tarih kokan sokaklarındaki yapılarla da gezginlerden ilgi görüyor.

2) Hamamönü

Ankara Kalesi’ni gezerken kente özgü sivil mimariye dair az da olsa fikir sahibi olabilirsiniz. Ancak bu konuda en güzel örnekleri Hamamönü ziyaretiniz sırasında inceleme şansı bulabilirsiniz.
Altındağ Belediyesi’nin yürüttüğü hummalı çalışmalar sonucunda kente geri kazandırılan yerleşim bölgesi, 19. yüzyıldan kalma 250 yapıya ev sahipliği yapıyor.
Bölgenin adının, II. Murad’ın kadı askeri Celalettin Karacabey tarafından yaptırılan külliyede bulunan hamamdan geldiğine inanılıyor.
Hala varlığını koruyan bu yapıya ek olarak zarif saat kulesini, Mehmet Akif Kültür Evi’ni, Tacettin Camii ve Külliyesi’ni bölgeye dair gezi planlarınıza dâhil edebilirsiniz. (Muhsin Yazıcıoğlu’nun kabri Tacettin Dergahı’nda yer alıyor…)
Hatta dilerseniz birçok Ankaralı’nın hafta sonları yaptığı gibi sabah erkenden bölgeye gidip keyifle kahvaltı yapabilirsiniz. Yerel halk ayrıca yaz aylarında Kabakçı Konağı’nda yer alan açık hava sinemasına da bir hayli ilgi gösteriyor.

3) Anadolu Medeniyetleri Müzesi

Rotanızı Hamamönü’ne çevirmeden önce Ankara Kalesi’nin asırlara meydan okuyan surlarının güneydoğu tarafında bulunan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni ziyaret etmenizi öneririm.
Kültürel tesis, Atpazarı semtinin en çok ziyaretçi çeken cazibe merkezlerinden biri olmasını bünyesinde barındırdığı eşsiz koleksiyonlara borçlu.
1921 yılında komşusu olduğu askeri yapının Akkale isimli burcunda “Eti Müzesi” adıyla faaliyet göstermeye başlayan müze, Paleolitik Çağ’dan itibaren Anadolu’da egemenlik kurmuş uygarlıklara odaklanıyor.
1940 yılında Kurşunlu Han ve Mahmut Paşa Bedesteni’nde konuklarını ağırlamaya başlayan kültürel tesiste, Antalya yakınındaki Karain Mağarası ile Çatalhöyük, Alacahöyük, Burdur Hacılar gibi önemli kazı alanlarından getirilen tarihi eserler sergileniyor.

4) Rahmi M. Koç Müzesi Ankara

Atpazarı semtinde ziyaret edilebilecek bir diğer keyif dolu cazibe merkezi ise Rahmi M. Koç Müzesi. 2005 yılında açılışı gerçekleştirilen kültürel tesis, başkentimizin sanayi temalı ilk ve tek müzesi olma özelliği taşıyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün eşyalarına da yer verilen müze, en az koleksiyonları kadar ilgi çeken Çengelhan ve Safranhan’da faaliyet gösteriyor.
Kanuni zamanından kalma Çengelhan, 2003-2005 yılları arasında gerçekleştirilen çalışmalar sayesinde eski görkemini kazanmış. 1511’de inşa edilmiş Safranhan içinse benzer proje, 2012’den 2016’ya kadar sürdürülmüş.
Vehbi Koç Dükkânı, müzenin en çok ilgi gören kısmı olarak anılıyor. Merhum sanayicinin çocukken yaz aylarında çalıştığı dükkânın ardından gemi ve tren maketleriyle dolu İsmail Amca Atölyesi’ne geçebilirsiniz.
Siz de benim gibi buharlı makinelerin işleyişini merak edenlerdenseniz, Model Makine Atölyesi’nde keyif dolu anlar yaşayacağınızdan eminim.

5) Anıtkabir

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir, Ankara gezilecek yerler listelerine eklenebilecek en önemli mekânların başında geliyor.
Mimari harikası yapı kompleksinin inşası, düzenlenen yarışma kapsamında milli duyguları yansıtma şeklinden dolayı uygun görülen Prof. Dr. Emin Onat ve Doç Dr. Ahmet Orhan Arda’nın projesine bağlı kalınarak 1944-1953 yılları arasında gerçekleştirilmiş.
Barış Parkı ve Anıt Bloku isimli iki ana bölümden oluşan kompleks, 2. Ulusal Mimarlık döneminin en güzel örneği olarak nitelendiriliyor.
Aslanlı Yol’dan giriş yaparak ziyaretinize başlamanızı önereceğim Anıtkabir’de karşınıza çıkacak her bir kule, farklı ulusal değerleri temsil edecek şekilde tasarlanmış.
Yolun sonunda sizleri bekleyen Tören Meydanı’nda; Atatürk ve Türk Devrimi Kütüphanesi, Anıtkabir Atatürk Müzesi, Sanat Galerisi ile İsmet İnönü’nün mezar alanı bulunuyor. Asıl göz kamaştırıcı detaylarsa mozolenin içerisinde yer alıyor.

6) Etnografya Müzesi

Anıtkabir’in inşası tamamlanana kadar Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün naaşının yerleştirildiği Etnografya Müzesi, Anadolu Türk kültüründe yüzyıllar içerisinde yaşanan değişimlere ışık tutuyor.
Namazgâh Tepesi’nde yer alan kültürel tesisin temelleri, 1924 yılında ortaya atılan, başkentte Türk kültürünü geniş kitlelere tanıtan bir müze kurulması fikrine dayanıyor.
1930 yılında halkın ziyaretine açılan müzede, gezginleri İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica’nın imzasını taşıyan Atatürk heykeli karşılıyor.
Heykeli inceledikten sonra merdivenleri çıkıp kubbe altı holünde ilerledikten sonra tesisin 11 sergi alanın bulunduğu iç avluya ulaşabilirsiniz.
Sergi alanlarında, farklı yörelere özgü giyim tarzlarından halı ve kilim işlemeciliği gibi el sanatlarına kadar birçok farklı konu hakkında detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.

7) Kızılay Meydanı

Ankara’da gündelik yaşamın en önemli merkezlerinden biri olan Kızılay Meydanı, alışveriş tutkunlarının hoşuna gidebilecek sayısız mekâna ev sahipliği yapıyor.
Gece hayatı açısından renkli Sakarya Caddesi ile her daim hareketli Karanfil Sokak’a yakın konumdaki meydan, adını bir zamanlar yanı başında olan Kızılay’ın genel merkez binasından alıyor. Bu binanın yerinde şimdilerde bir alışveriş merkezi yükseliyor.
Toplu taşımanın da kalbi olarak nitelendirilen meydan çevresinde soluklanmak için tercih edebileceğiniz birçok kafe bulunuyor. Ancak mola esnasında bir yanda da gözlem yapmak isterseniz, meydanın en özel noktalarından sayılan Güven Park’a yönelebilirsiniz.

8) Tunalı Hilmi Caddesi & Kuğulu Park

Konu sosyalleşmek ve alışveriş yapmak olduğunda, Tunalı Hilmi Caddesi’ni asla unutmamak gerekiyor. Adını yenilikçi düşünceleri ile tanınan ve TBMM’de üç dönem milletvekilliği yapmış Tunalı Hilmi Bey’den alan cadde boyunca eğlence mekânları ve çeşitli markalara ait mağazalar sizleri bekliyor. Yeme-içme açısından cazip fırsatları ise caddeye açılan ara sokaklarda bulabilirsiniz.
Tunalı Hilmi Caddesi’nin üst kısmında yer alan Kuğulu Park’a ise ayrı bir parantez açmanın doğru olacağını düşünüyorum. Çünkü bu şirin ve huzur dolu park, kentin kalbinde zaman geçirilebilecek en güzel yerlerden bir tanesi.
Özellikle fotoğraf çekmek isteyen gezginleri çeken parkın ismi, Viyana Belediyesi’nin hediye ettiği kuğulardan geliyor. Sokak lezzetlerinden hoşlananlar için ideal seçeneklere ev sahipliği yapan yeşil alanın şu anki sakinleri ise Pekin’den gelmiş.

9) Ulucanlar Cezaevi Müzesi

Siyasi tarihimize damga vurmuş birçok hazin olayın yaşandığı Ulucanlar Cezaevi Müzesi, 2009-2010 yılları arasında gerçekleştirilen yenileme çalışmalarının ardından ziyarete açılmış.
1925-1960 yılları arasında faaliyette olan Ulucanlar ya da resmi adıyla Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi’nde, 68 Kuşağı’nın simge isimleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve 1980 İhtilali’nin ardından Necdet Adalı, Mustafa Pehlivanoğlu idam edilmiş. Yaşar Kemal, Nazım Hikmet ve Cüneyt Arcayürek gibi birçok önemli isim de burada hapis yatmış
Müzeyi ziyaret ettiğinizde, manzarasından dolayı “Hilton” lakabının takıldığı koğuşu detaylıca inceleme fırsatı bulabilirsiniz. Asıl duygu patlamasını ise karanlık hücreleri gezerken yaşayabilirsiniz.

10)  Kurtuluş Savaşı Müzesi (Birinci Meclis)

Tarihi öneminden dolayı Ankara gezilecek yerler listenize eklemenizi önemle tavsiye edeceğim Kurtuluş Savaşı Müzesi, Cumhuriyet’in ilk yıllarına dair ipuçları barındırıyor.
1961 yılında müze haline getirilen ve 1981’den itibaren şimdiki adıyla anılmayan başlanan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk binası, Türk mimari stilinin tüm zarafetini yansıtıyor. Yapının aslından İttihat ve Terrakki Cemiyeti tarafından kulüp binası olarak kullanılması planlanmış. Projesini ise Salim Bey çizmiş. 1920’de meclisin ilk toplantısının gerçekleştirildiği binanın girişindeki sağdan ikinci oda, çalışmalarını rahatça yürütebilmesi adına Mustafa Kemal Atatürk’e tahsis edilmiş.
Koridor boyunca ilerlerken soldaki odalara girdiğinizde askeri araç-gereçleri, yağlı boya tabloları, hatıra eşyalarını yakından inceleyebilirsiniz. Sağdaki odalarsa meclisin çeşitli organlarının toplantılarına sahne olmuş.

11) Cumhuriyet Müzesi (II. TBMM Binası)

Birinci TBMM Binası’na yalnızca 1-2 dakikalık yürüme mesafesindeki Cumhuriyet Müzesi’ne zaman ayırdığınızda ise ilk üç cumhurbaşkanımızın dönemiyle ilgili değerli bilgiler edinebilirsiniz.
II. Meclis Binası, aslında Cumhuriyet Halk Fırkası’nın toplantılarını gerçekleştirebileceği bir yer olarak tasarlanmış. İnşa sürecini ise dönemin ünlü mimarı Vedat Tek üstlenmiş.
İlk binaya benzer şekilde burada da Türk mimari stiline sadık kalınıp Ankara taşı kullanılmış. İç kısma girdiğinizde Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine özgü detaylarla karşılaşabilirsiniz.
1960’a kadar meclis binası olarak kullanılan yapının sergi salonunda Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Celal Bayar tarafından kullanılan özel eşyalar sizleri bekliyor.
Müzede ayrıca Cumhuriyet’in ilk yıllarına ışık tutan belgeler ve fotoğraflar ile Ulus Gazetesi’nin o döneme ait baskıları sergileniyor.

12) Hacı Bayram Camii

Ulus, tarihi ve mimari bakımdan Ankara’nın en önemli yerlerinden bir tanesi. Mimar Mehmet Bey yönetiminde 1427-1428 yılları arasında inşa edilen Hacı Bayram Camii de bu bölgede ziyaret edilebilecek en dikkat çekici yapılar arasında yer alıyor.
Cami, adını bahçesinde türbesi bulunan ve Osmanlı döneminde yaşamış en önemli din âlimlerinden Hacı Bayram Veli’den alıyor. 2011 yılında kapsamlı yenileme çalışmasına tabi olan dini yapı, mimari açıdan özgünlüğü ile ön plana çıkıyor.
Dikdörtgen planlı cami, taş kaide üzerine tuğla duvarlı olarak inşa edilmiş. Üzeri ise kubbe yerine kiremit çatı ile kapatılmış. Huzur dolu atmosfere sahip yapının iç kısmı, Nakkaş Mustafa Paşa tarafından işlemelerle süslenmiş. Benzer şekilde türbe içerisinde de çok şık işlemeler bulunuyor.

13) Augustus Tapınağı

Hacı Bayram Camii’ni ziyaretin ardından hemen yanı başındaki Augustus Tapınağı’nı gezmeden sakın bölgeden ayrılmayın.
Zira Galat Hükümdarı Amintos’un oğlu Kral Pylamenes’in İmparator Augustus’a bağlılığını göstermek amacıyla M.Ö. 25 ila 20. yüzyıllar arasında inşa ettirdiği düşünülen tapınak, Roma dönemi hakkında kentte bilgi bulabileceğiniz en iyi yer olarak gösteriliyor.
Frig tanrısı Men’e adanmış tapınak, İmparator Ferdinand’ın elçi olarak görevlendirdiği Hollandalı Busbecque tarafından Amasya yolculuğu esnasında keşfedilmiş. Büyük bölümünün gün yüzüne çıkartıldığı kazı çalışmaları ise 1930 yılında Dr. Hamit Zübeyr Koşay yönetiminde gerçekleştirilmiş.
Kazı çalışmaları sırasında sonradan Ankara Anıtı olarak adlandırılan bir yazıt bulunmuş. Augustus’un ölmeden önce Vesta Rahipleri’ne teslim ettiği dört belgenin kopyası olarak nitelendirilen bu yazıt, imparatorun vasiyetnamesi ile devlete ilişkin bilgileri içeriyor.

14) Kocatepe Camii

Ankara’nın en büyük dini yapılarından biri olan ve basında sıkça cenaze törenleriyle kendisine yer bulan Kocatepe Camii, 1967-1987 yılları arasında inşa edilmiş. Cami, tasarımındaki Osmanlı esintileri ile dikkat çekiyor.
Caminin mimari açıdan klasik detaylarla bezenmiş olmasının nedeni, aslında oldukça ilginç. Tasarımı için düzenlenen yarışmada ilk olarak Vedat Dalokay’ın projesi birinci seçilmiş.
Ancak bu proje fazla modern bulununca Hüsrev Tayla-Fatin Uluengin ikilisinin Mimar Sinan tarzı çalışmasında karar kılınmış. Tabii bu durum, dini yapının tamamlanma sürecinin uzamasına neden olmuş.
Yapının iç kısmındaki hat çalışmaları Hamit Aytaç, Mahmut Öncü ve Emin Barın’ın imzasını taşırken, halı tasarımlarında Afyon Ulu Camii örnek alınmış.
Birinciliği kazanmasına rağmen iptal edilen Vedat Dalokay’ın projesi ise Pakistan’da Şah Faysal Camii adıyla inşa edilmiş ve günümüzde modern İslam mimarisinin en önemli eserlerinden biri olarak anılıyor.

15) Seğmenler Parkı

Gezintiniz esnasında dinlenme ihtiyacı hissederseniz, Kuğulu’dan sonra Kavaklıdere’deki bir diğer meşhur yeşil alan olan Seğmenler Parkı’na yönelebilirsiniz.
Park, ev sahipliği yaptığı kültürel etkinlikler ve huzur dolu atmosferi sayesinde Ankara gezilecek yerler listesine eklenmeyi fazlasıyla hak ediyor.
67 bin metrekarelik arazi üzerine kurulu park; Çankaya Köşkü’nün hemen altında, İran ve Atatürk bulvarları arasında yer alıyor.

16) Atakule

Başkentin en önemli simgelerinden biri olan Atakule, yalnızca alışveriş tutkunlarını kendisine çekmekle kalmayıp aynı zamanda gezginlere panoramik kent manzarasının keyfini sürme ayrıcalığı sunuyor.
Ankara Botanik Parkı’nın hemen üst kısmında yer alan ve kentte bir ilk olma özelliği taşıyan alışveriş merkezi, 1989 yılında açılmış. Kapsamlı bir restorasyonun ardından tekrar kapılarını açan Atakule’nin tasarımında Ragıp Buluç’un imzası bulunuyor.
Alışveriş merkezinin en çok ilgi gören bölümü konumundaki 125 metre yüksekliğe sahip kule, bir restoran ve kafe/bara ev sahipliği yapıyor. Ülkemizin en uzun ikinci döner platformlu kulesinin üst kısmında, seyir terasına ek olarak bir kokteyl salonuna da yer verilmiş.

17) Gençlik Parkı

Kentin simge mekânlarından bir diğer olan Gençlik Parkı, Fransız Mimar Theo Leveau’nun tasarımına bağlı kalınarak 1936-1943 yılları arasında inşa edilmiş. Şimdilerde yediden yetmişe herkese eğlenme imkânı sunan lunapark ise 1951 yılında kurulmuş.
2007 yılında büyükşehir belediyesinin gerçekleştirdiği çalışmayla baştan aşağı yenilenen parkta Ankara Büyükşehir Tiyatro Binası, kültür merkezi, 43 büfe, çay bahçesi, pastane, kapalı otopark ve gençlik merkezi bulunuyor.
28 hektara yakın alanı kaplayan park, yaz aylarında yerel halktan yoğun ilgi görüyor. 150 metre çapındaki dönme dolap, genelde eğlenceye odaklananların ilk yöneldikleri seçenek oluyor. Sakinlikten hoşlananlar ise havuz kenarında vakit geçirmeyi tercih ediyor.
Akşamları ışık şovları ile renklenen parkı güvenli bir ortamda yürüyüş yapmak için de gezi programınıza dâhil edebilirsiniz. Yürüyüş esnasında Gar Kapısı’na giderseniz, Cumhuriyet Anıtı’nı görme fırsatı yakalayabilirsiniz.

18) Mogan Park

Kentin kalabalık atmosferinden bunaldığınızı hissettiğiniz an rotanızı Mogan Park’a çevirip ferahlama olanağı bulabilirsiniz.
Elmadağ’dan kaynağını alan 11 derenin taşıdığı alüvyonun birikmesiyle oluşmuş Mogan Gölü’nün çevresine kurulu parkın açılışı, 2004 yılında gerçekleştirilmiş.
Hafta sonlarını açık hava aktivitelerine yoğunlaşarak geçirmek isteyen Ankaralıların favorilerinden biri olan park, yaklaşık 664 bin metrekarelik alanı kaplıyor. Bu büyük parkta çocuk oyun alanları, spor sahaları ve koşu yolu ile birlikte bir amfitiyatroya yer verilmiş.
Mogan Gölü kıyısındaki rekreasyon alanı oluşturulurken eğlenmek isteyen bireylere yönelik olanaklar da ihmal edilmemiş. Bu doğrultuda muhtelif yerlere marina adası, deniz feneri, kayıkhane, binicilik merkezi inşa edilmiş.
Eğer 25 metre yüksekliğindeki deniz fenerinin seyir terasına çıkarsanız, göl ve çevresinin enfes manzarasını seyretme imkânı elde edebilirsiniz. Karnınız acıktığında piknik alanına yönelebilir ya da göl kıyısındaki restoranlar arasından seçiminizi yapabilirsiniz.

19) Harikalar Diyarı Parkı

Mogan Park daha çok doğa tutkunları ve açık hava aktivitelerinden hoşlanan bireylere hitap ediyor. Eğer sizin niyetiniz sırf eğlenceye odaklı bir mekânda vakit geçirmekse Sincan’daki Harikalar Diyarı Parkı’nı ziyaret edebilirsiniz.
2004 yılında ziyarete açılan park, adına yaraşır biçimde adeta masal diyarlarından kopup gelmiş gibi görünen detayları bünyesinde barındırıyor.
Eğer Masal Adası’na zaman ayırırsanız, Pamuk Prenses ve Keloğlan gibi masal kahramanlarını betimleyen heykelleri yakından görebilirsiniz.
Burada da tıpkı Mogan kıyısında olduğu gibi piknik yapabilirsiniz. Tabii dilerseniz önce gölet çevresinde yürümeye odaklanabilirsiniz.
Büyük boyutlu yeşil alanlarla atmosferi bir hayli renklendirilmiş olan parkta ayrıca go-kart ve kayak pisti, mini golf sahası, lunapark ve tiyatro salonları gibi alanlara yer verilmiş.

20) Atatürk Orman Çiftliği

Yeni yapıların inşası nedeniyle eski görkeminden ve özgünlüğünden çok şey yitirmesine rağmen Atatürk Orman Çiftliği, gezginlerin hazırladıkları Ankara gezilecek yerler listelerinin vazgeçilmez parçalarından biri olmayı sürdürüyor.
Çiftlik, Türk tarımına öncülük etmesi amacıyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği doğrultusunda 1925 yılında kurulmuş. Hatta bu iş için gereken arazi, bizzat Atatürk tarafından parça parça satın alınmış. 1937’de ise hazineye bağışlanmış.
Devlet Mezarlığı ve Müzesi’ne ev sahipliği yapan çiftlik içerisinde halkın ziyaretine açık dört farklı bölüm bulunuyor. Gazi Orman Çiftliği Parkı, peyzaj alanları ve sakinliği ile ziyaretçileri kendisine çekiyor.
Çiftlikte dilerseniz piknik yapabilir ve aslı Selanik’te bulunan Atatürk Evi’nin replikasını ziyaret edebilirsiniz. Çiftliğin tarihi hakkında bilgi edinmek içinse Atatürk Orman Çiftliği Müze ve Sergi Salonu’na birkaç dakikanızı ayırabilirsiniz.

21) Devlet Resim ve Heykel Müzesi

1980 yılında hizmete açılan Devlet Resim ve Heykel Müzesi, 399 sanatçının farklı dönemlerde ürettiği 1.289 esere ev sahipliği yapıyor.
Etnografya Müzesi’ne yakın konumdaki kültürel tesisin gösterişli koleksiyonun büyük bölümü, yağlı boya tablo ve heykellerden oluşuyor. Müzenin altı salonunda ayrıca seramik çalışmaları, özgün baskılar, fotoğraflar, Türk süsleme sanatları ile etnografik eserler de sergileniyor.
Müze, I. Ulusal Mimarlık Akımı’nın en değerli örneklerinden olan Türk Ocakları Merkez Binası’nda sanatseverleri ağırlıyor. Binanın projesi, tıpkı komşusu gibi Arif Hikmet Koyuncuoğlu tarafından çizilmiş. İnşası ise 1927-1930 yılları arasında gerçekleştirilmiş.
Müzenin sergi salonlarını gezerken Fikret Mualla, Şeref Akdik, Emel Korutürk gibi ustaların eserlerini yakında inceleyebilirsiniz. Kültürel tesiste sergilerin dışında konser, film ve tiyatro organizasyonları da düzenleniyor.

22) Estergon Kalesi

Estergon Kalesi’ni ziyaret etmek için illa Budapeşte’ye gitmeniz gerekmiyor. Zira Ankara tatiliniz sırasında birkaç saatinizi Keçiören’e ayırırsanız, aslına uygun kopyasını gezme fırsatına kavuşabilirsiniz.
Gerçi yapı inşa edilirken yalnızca kaleden esinlenilmemiş. Bazı kısımlarda başta Alanya’daki Kızıl Kule olmak üzere günümüze ulaşmış birçok Selçuklu eseri de örnek alınmış. Böylece mimari açıdan hayli zengin sayılabilecek bir mekân ortaya çıkmış.
Türk Kültür Merkezi adıyla 2005 yılında ziyarete açılan turistik tesisin iç kısmına girdiğinizde Anadolu ve İslam coğrafyasına özgü zengin motiflerle karşılaşabilirsiniz.
Restoranda, Ankara manzarası eşliğinde yemeğinizi yiyebilirsiniz. Kızıl Kule’nin kopyası niteliğindeki etnografya bölümünde ise farklı çağlara özgü objeleri inceleyebilirsiniz.

23) Göksu Parkı

Ülkemizin kıyı kesimlerinde yaşamlarını sürdüren gezginler, Ankara tatillerinin ilk günlerinde denizden uzak olmanın beraberinde getirdiği atmosfer değişikliği karşısında şaşkınlık yaşayabiliyor.
Neyse ki Göksu Parkı gibi mekânlar sayesinde bu etki nispeten daha az hissediliyor. Zira Susuz Göleti’nin etrafına kurulu park, tasarımı itibariyle sakinliğin ön planda olduğu bir sahil kasabasını andırıyor.
508 bin metrekarelik alanı kaplayan parkta dokuz iskeleden birine çıkıp oltayla balık tutma keyfi yaşayabilirsiniz. Tabii alternatif olarak ördekleri beslemeyi de tercih edebilirsiniz.
Avcılık merakınızı giderdikten ya da rekreasyon alanının sevimli sakinlerini besledikten sonraysa toplam uzunluğu 2,2 kilometre olan ahşap parkurda yürüyüşe çıkabilirsiniz.
Tüm bu aktiviteler size sıkıcı gelirse dağ kızağını deneyebilirsiniz. Piknik yapabileceğiniz alanların bulunduğu parkta; plaj voleybolu, tenis veya basketbol da oynayabilirsiniz.

24) Dikmen Vadisi

İlkbaharda Ankara’ya giderseniz, mutlaka Dikmen Vadisi’ne uğramanızı tavsiye ederim. Çünkü vadi, yılın bu döneminde hayranlık uyandıracak kadar güzel görünüme kavuşuyor.
Kentte gerçekleştirilen en büyük dönüşüm projelerinden birinin merkezinde yer alan vadi, ayrıca güvenli atmosferiyle dikkat çekiyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi gözetiminde gerçekleştirilen rekreasyon çalışmaları esnasında vadinin albenisini artırmak adına merkezinde bir gölet oluşturulmuş.
Yapay gölün etrafı ise yürüyüş alanları ile çevrelenmiş. Parkuru gezerken çeşitli bitkilerle donatılmış peyzaj alanlarını yakından görebilirsiniz.

25) MTA Genel Müd. Şehit Cuma Dağ Tabiat Parkı

Alanında ülkemizin en büyüğü olma özelliği taşıyan MTA Genel Müdürlüğü Şehit Cuma Dağ Tabiat Parkı, Ankara gezilecek yerler listenize ekleyebileceğiniz sıra dışı cazibe merkezlerinin başında geliyor.
Tabiat parkı, 1968 yılında arazi çalışmalarında toplanan örneklerin sergilenmesi amacıyla kurulmuş. Bu amaca yönelik olarak kültürel tesisin sergi alanlarında çok sayıda fosil, kayaç ve mineral örneği sergileniyor.
Üç katlı müzede ayrıca ziyaretçilerin uzay, güneş sistemi ve gezegenler hakkında bilgi dağarcıklarını genişletecek bir planetaryuma da yer verilmiş. Tesisin bu bölümünde gök taşlarını inceledikten sonra odağınızı diğer alanlarda sergilenen dinozor ve balina fosilleri ile tarih öncesi devirlerde insanların kullandıkları aletlere çevirebilirsiniz.

26) Roma Hamamı

Ulus ve Yıldırım Beyazıt meydanları arasında uzanan Çankırı Caddesi üzerinde yer alan Roma Hamamı, İmparator Caracalla tarafından 3. yüzyılda inşa ettirilmiş.
Gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda sağlık tanrısı Asklepion’a adanmış hamamın bulunduğu alanın, arkeolojik açıdan çok daha zengin bir höyük olduğu anlaşılmış.
Türk Tarih Kurumu gözetiminde yapılan kazılarda, höyüğün en üst katlarında Roma çağına ait kalıntılar keşfedilmiş. Alt katlarda ise Frig devrinden kalma buluntulara rastlanmış.
Hamama girdiğinizde ilk karşınıza çıkacak bölüm, antik dönemlerde Palaestra yani spor alanı olarak kullanılmış. Bu bölümün hemen arkasında soyunma yeri ve yüzme havuzu bulunuyormuş.
Yapı kompleksinin ılıklık ve sıcaklık bölümleri ise Ankara’nın soğuk iklimi nedeniyle diğer kısımlara göre biraz daha geniş tutulmuş.

27) Hava Kuvvetleri Müzesi

Havacılık tutkunları için adeta bir mabedi andıran Hava Kuvvetleri Müzesi, Orgeneral Ahmet Çörekçi’nin emri doğrultusunda 1998 yılında ziyarete açılmış. Hatta resmi açılış, Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi kızı ve ülkemizin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen tarafından gerçekleştirilmiş.
Yaklaşık 65 bin metrekarelik alanı kaplayan kültürel tesisin açık hava sergi bölümünde, Türk Hava Kuvvetleri bünyesinde uzun yıllar boyunca kullanılmış çeşitli uçaklar ile bir adet helikopter sergileniyor.
Bu bölümde ayrıca Macaristan, Pakistan ve Bulgaristan’dan hediye edilen savaş uçaklarını görebilirsiniz. Hatta F-5 ve T-33 kokpitini yakından tanıma fırsatı bulabilirsiniz.
Yalnız bu bölüme tüm zamanınızı ayırıp diğer bölümlerde bulunan hazineleri keşfetme fırsatını sakın es geçmeyin. Çünkü müzenin kapalı sergi alanlarında Hezarfen Ahmet ve Lagari Hasan çelebilerin uçuş denemelerini anlatan canlandırmalar, çeşit çeşit maketler ve dünya havacılık tarihine odaklı kısımlar sizleri bekliyor.

28) Eymir Gölü

Kendine has faunası ve florasıyla doğa tutkunlarını kendisine çekmeyi başaran Eymir Gölü, ODTÜ yerleşkesi içerisinde yer aldığından bakir görünümünü büyük oranda koruyor.
Tabii bu durum sayesinde de fotoğraf çekmekten hoşlanan gezginler, Gölbaşı’na güzellik katan bu doğa harikasına yoğun ilgi gösteriyor.
Göl, bir kanalla bağlandığı komşusu Mogan Gölü sayesinde varlığını koruyor. Bölge hakkında bilgiler barındıran tarihi kayıtlardan çeşitli dönemlerde meydana gelen aşırı yağışlar nedeniyle iki gölün birleştiği anlaşılıyor.
Eymir Gölü kıyısında zaman geçirirken yeşilbaş ördek ve elmabaş pakta gibi kuş türlerini gözlemleme fırsatı bulabilirsiniz. En huzurlu anları ise Barış Çeşmesi civarında yaşayabilirsiniz.

29) Elmadağ Kayak Merkezi

Ankara’da tatil yaparken kış sporlarına odaklanarak gününüzü şenlendirmek isterseniz, rotanızı kent merkezine 26 kilometre uzaklıktaki Elmadağ Kayak Merkezi’ne çevirebilirsiniz.
Merkeze ulaşım için iki farklı seçeneği tercih edebilirsiniz. Dilerseniz toplu taşıma araçlarını kullanarak bölgeye gidebilirsiniz. Daha pratik bir yol aradığınızda ise Ankara’dan gerçekleştirilen günübirlik turlar arasından seçiminizi yapabilirsiniz.
Kayak merkezinde kar tabakası, kış mevsiminde genelde 30-40 santimetre kalınlığa ulaşıyor. Pist ise kış sporlarına yeni başlayanlar için ideal yapısıyla dikkat çekiyor.
Çevrede sizleri bekleyen doğal güzellikleri keşfetmek isterseniz, yürüyüş yapabilir ya da atlar üzerinde gerçekleştirilen gezintilerine katılabilirsiniz.

30) Beypazarı Evleri

Ankara gezilecek yerler listenizin son sırasını ise Anadolu’ya özgü sivil mimarinin en güzel örnekleri arasında gösterilen Beypazarı Evleri’ne ayırabilirsiniz.
Osmanlı döneminden kalma evler, iki ya da üç katlı olarak taş temel üzerine yarı ahşap inşa edilmiş. İşin hayret verici kısmıysa hiçbiri, diğerlerinin ışığını kesmeyecek şekilde konumlandırılmış.
Cumba ve Guşgona isimli bölümler, Beypazarı evlerine özgün nitelik kazandıran detaylar olarak öne çıkıyor. Evlerin üst kısımlarında bulunan Çantı ise yerel halkın dünyada daha yapacak işleri olduğunu vurgulamak adına kasten yarım bırakılıyormuş.
Ev sahiplerinin kültürel ve sosyal kimliğinin simgesi sayılan kapılara dikkatlice bakarsanız, iki farklı boyutta tokmağın asılı olduğunu görebilirsiniz.
Vurulduğunda çıkardığı sesle gelenin cinsiyeti hakkında ev ahalisine bilgi veren tokmaklarda, sonsuzluğu simgelediği için genelde nar motifine yer verilmiş.
whatsapp ile iletişime geç