MARDİN

MARDİN
1) Mardin Kalesi

Diğer bilinen ismiyle Kartal Yuvası olan Mardin Kalesi, şehrin çok büyük bir kısmının sırtını dayadığı bir yerdir. Kale; Subari, Sümer, Babil, Mitaniler, Asur, Hamdaniler, Selçuklular, Artuklu, Karakoyunlu, Pers, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Akkoyunlu, Safaviler, Osmanlılar dönemlerinin zafer kazanıp zaferler kaybettiği önemli bir kaledir.
M.S. 330 yılında ateşe ibadet edip güneşe tapan Şad Buhari adındaki bir kral buraya gelerek Mardin Kalesi’nde kalmıştır. Hastalıklarla boğuşan kral burada kaldığı süreç içerisinde iyileşme gösterince, buraya bir kasır yaptırarak yıl boyunca burada yaşamıştır. Sonrasıda memleketi Pers ve Babil’den pek çok asker ve sivil getirterek Mardin’e yerleştirmiştir. Halkın gelmesiyle birlikte M.S. 442 yılına dek çok fazla ilerlemelerin kaydedildiği görülmüştür. Bu yıldan itibaren sonra veba salgını olmasıyla birlikte hiç kimse sağ kalmamıştır, böylelikle kale boş kalmıştır.
M.S. 975-976’da Hamdaniler’den Hamdan Bin El Hasan Nasır El Devle Bin Abdullah Bin Ham kaleye eklemeler yaparak daha korunaklı bir hale getirmiştir. Ovadan bin metre yükseklikte yer alıyor olup, bir bölümü de sarp kayaların üzerindedir. Eğimin fazla olduğu yerlerde insanların rahatlıkla inip çıkma ihtimaline karşı surlar inşa edilmiştir. Güney kısmında bir gözetleme kulesi halen ayaktadır.
Evliya Çelebi’nin anlatmasında kale ambarlarının fazlaca erzak ve cephane ile dolu olduğundan bahsetmiştir. 19. yüzyılın yarısına kadar var olan surların günümüzde yalnızca bazı noktalarında temellerine rastlanmaktadır. Tarihte pek çok kez kuşatılan Mardin Kalesi, komutan Timur’u dahi delirten bir direnişi göstermiştir.
Sağlamlığını koruduğu zamanlarda altı tane kapısı bulunuyor olup bunlar; batıda Diyarbakır Kapı, doğuda Savur Kapısı, Kuzeyde Bab-ı Şavt, güneybatıda Bab-ı Zeytun, güneyde Bab-ı Cedid (Yeni kapı), kuzeybatısında ise Bab-ı Hamara’dır. Bu kapıların sağlam yapıda olmasını yüz yıllar boyu her kuşatmada alınamaması ile ispatlanmıştır. Pek çok şaire ilham olan Mardin Kalesi, şehrin en güzel manzarasına sahiptir. Bir rehber eşliğinde gezinizi yapmanızı tavsiye ederim.

2) Midyat Saat Kulesi

Midyat’ta meydan, kavşak, cadde ve sokaklar oluşturma çalışmaları kapsamında Mutlu ve Ekin Mahalleleri meydanına Mardin Midyat taşından saat kulesi inşa edilmiştir. Saat kulesinin uzunluğu 8 metreyken genişliği ise 9 metrekaredir. Antik görüntü oluşturan Midyatı’ın ünlü taşıyla yapılan bir süs havuzu ve ışıklandırmalar ile ihtişamlı görünüme kavuşan kule Midyat ilçesine ayrı bir hava katmıştır. Şehrin simgesi haline gelen kule 2015 yılında meydana gelen terör olaylarında zarar görmüş olup bir sonraki sene onarım çalışmaları yaparak restore edilmiştir. Gelen tüm ziyaretçilerin önünde mutlaka hatıra fotoğrafı çektirdikleri bir yerdir.
Saat kulesini ziyaret ettikten sonra etrafındaki Midyat dükkanlarını gezebilirsiniz. İçerisinde her türlü ihtiyacınıza uygun tüm her şeyi bulabileceğiniz dükkanlarda, şarap ve baharat çok daha fazla dikkat çekmektedir. Meşhur şarapların tadına bakmak isterseniz Süryanilerin bizzat kendi elleriyle yaptıkları Sür alabilirsiniz. yani Şarabı tadımını yapabilirsiniz. Dilerseniz kendiniz ve sevdiğiniz insanlara bir şişe satın alabilirsiniz.

3) Mardin Sokakları

Mardin’in tarihi evleriyle meydana gelen arnavut kaldırımlı dar sokaklarını şehrin her yerinden görebiliyorsunuz. 1. Cadde olarak bilinen cadde de hepsini görme şansına sahipsiniz. Bu caddedeki tüm evler yenilenmiştir. Farklı tek bir renk bulunmuyor olup, oluşturdukları renk uyumu ile gözde yalın bir görüntü bırakıyor. Caddeye çıkan herhangi bir sokağa çevirin rotanızı ve gizemli sokakları keşfetmenin tadını çıkartın. Neredeyse iki kişinin yan yana yürüyemeyeceğiniz sokaklarda yürürken tarihi atmosferle etkileneceksiniz.

4) Mardin Evleri

Bölgeye ait sarı kalker taşlarından yapılan şehirde Orta Çağ görüntüsüne bürünen Tarihi Mardin Evleri, adeta bir sanat eseridir. Yapımda kullanılan bu taşların özelliği, dışarının sıcaklığı, evin içerisine yansıtmayışıdır. Mazı Dağı’nın eteklerinde konumlandırılmış bu açık hava müzesini andıran evlerin oluşturduğu görüntü büyüleyici dersem yeri. Evlerin arasında yürürken bir labirentin içine girmiş hissine kapılacaksınız. Uzaktan birbiri üzerine sıralanmış şekilde görünen evler, gerek doğal konumu olsun gerekse yer yer ağaçlar ile iç içe geçmiş doğal bir görüntü yaratmaktadır. Kültürel ev motiflerinin ve kalker taşlarının bir araya gelerek tarihin aynasını yansıtıyor adeta.
Tarihi bir tablo gibi görünen bu evler, Mardin’in sosyolojik ve iklim yapısına uygun olarak yapılmış toprak rengindeki büyüleyici evler bölgenin en değerli yeridir. Mardin Kalesi’nin altında kalan bu yere uzaktan baktığınızda tepeden bir basamak gibi aşağı doğru indiğini gördüğünüz muazzamlığa tanık olacaksınız. Evler genel olarak iki katlı ve kalabalık ailelerin yaşadığı bilinmektedir. Bunaltıcı sıcak yaz günlerinde terasa çıkarak burada uyuyorlar. Bu durum şehrin en güzel kültürel yaşantısını yansıtıyor. Evlerin kimisi butik otel ve müze olarak kullanılırken kimiside halen şahsi konut olarak kullanılmaktadır. Mardin’i gerçek anlamda yaşamak istiyorsanız burayı ziyaret ederek başlamanız gerekiyor.

5) Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi

2007 yılında onarım çalışmasına başlanan Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi, 2009 yılında hizmete açılmıştır. Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan müze, Sabancı Vakfı tarafından yapılmıştır. Esas olarak II. Abdülhamid Dönemi’nde yaptırılmış olup, 1889 yılında Süvari Kışlası olarak uzun seneler kullanılmıştır. Günümüzde ise; Sakıp Sabancı Mardin Kent Müzesi ve Dilek Sabancı Sanat Galerisi olarak kullanılmaktadır. Bazı kaynaklarda mimar olarak Lole olarak geçerken bazısında ise Ermeni Mimarbaşı Cebrail Hekimyan geçmektedir. Müzenin üst katında, Mardin kültürünü ve tarihini yansıtan eşyalar sergilenirken, alt katında ise Dilek Sabancı Sanat Galerisi içerisinde fotoğraf, resim, ebru ve güncel sanata ait eserler bulunuyor.

6) Mardin Müzesi

1895 yılında Antakya Patriği İgnatios Behnam Banni tarafından, patrikhane olarak kullanılması amacıyla yapılmıştır. 1988 yılında Kültür Bakanlığı tarafından onarım çalışmaları kapsamında yenilenmiş ve 1995 yılında ise müze olarak faaliyet göstermeye başlamıştır. Müze içindeki üç ayrı sergi odasının yanı sıra, çocuk ve yetişkinler için öğretici ve eğlenceli etkinlikler düzenlenmektedir. Eğlenirken öğreneceğiniz müzede, kütüphane ve sanat galerisini mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Müzenin her bir katında 2000 yılından bu yana dek tarihin çeşitli dönemlerine ait eserler yer alıyor. Bunlar arasında; Asur ve Roma, Bizans, Zengi ve Eyyübi dönemlerine ait eserler bulunurken, etnografik parçalar, mozaikler, mezar taşları, sütun başlıkları sergilenenler arasında. Tüm bunların yanı sıra; Güneydoğu Anadolu, Girnevaz Höyük ve Kuzey Mezopotamya kültürlerinden Eski Tunç, Selçuklu, Urartu, Asur,Grek, Helenistik, Bizans, Pers, Roma, Artuklu ve Osmanlı dönemlerine ait zengin bir koleksiyon yer alıyor. Mardin’in köklü tarihine ayna tutan müzeyi ziyaret ederek detaylı bilgiler edinebilirsiniz.
,
7)  Mardin Midyat Kent Müzesi

Mardin’in Midyat ilçesinde yer alan Mardin Midyat Kent Müzesi, Midyat Belediyesi tarafından açılmış olup eski işlevinin han olduğu bilinmektedir. Burası mağaranın içinde kurulmuştur. Eski bir han olduğu içinde çok sayıda dükkan yer alıyor. Onarım çalışmaları sırasında bu özelliğine dokunulmamıştır. İçerisinde; Sümer, Akad, Mittani, Hitit, Asur, İskit, Babil, Pers, Roma, Bizans, Arap, Selçuklu, Artuklu ve Osmanlı Dönemine ait parçalar sergilenirken ve antika severler için merak uyandırıcı bir hal almıştır. Önceden dükkan olarak kullanılan odalarda ise; yöreye özgü tekniklerle işlenmiş kilim ve takı gibi eşyaların satışlarının yapılması için esnaflara verilmiştir.

8) Midyat Devlet Konukevi

Üç katlı Midyat Konukevi, Midyat Kaymakamlığı tarafından satın alınarak konukevine dönüştürülmüştür. En alt katın ana kayanın oyulmasıyla elde edilmiş bir oda ve hemen yanında eklenen bir bölümden meydana gelmektedir. İkinci kat, büyükçe bir teras ile birlikte üç odası bulunuyor. Üçüncü ve son katta ise, yine geniş bir teras ve iki oda yer alıyor. Buradan dama bir kapı açılıyor ve en güzel yeri burası sanırım. Midyat’ın güzel manzarasını ayaklarınızın altına seriyor. Ayrıca pek çok dizi de kullanıldığı bilinenler arasında.

9) Hacı Şehmus Mete Konağı

Mardin Midyat’ta bulunan Hacı Şehmus Mete Konağı, klasik bir Midyat konağıdır. İçerisinde; ünlülerin bulunduğu el dokuması halılardan, pek çok yöresel eşya ve görsel unsur yer alıyor. Konağı özel kılan yerlerden biri de alt katındaki yeraltı mağarasıdır. Düzenleme işlemleri olan mağaranın aslı bozulmadan özenle hazırlanmıştır. Etrafın ışıklandırılması son derece estetik bir görünüm kazandırmış.

10) Kayseriye Çarşısı

Ulu Cami’nin bulunduğu ikinci cadde üzerindeki alışveriş noktası Mardin’de gitmeniz gereken yerlerin başında yer alıyor. Mardin’in mistik atmosferini içinde barındıran çarşının yapılış tarihi tam olarak bilinmese de, Artuklu Dönemi’nde 1487 – 1502 inşa edildiği sanılmaktadır. Dikdörtgen yapıdaki bina yapısının doğu, kuzey ve güney yönlerinde birer kapı bulunuyor. İç ve dış olarak iki bölümden oluşan bedestende; gümüşçülerden hediyelik eşyalara kadar çok fazla dükkan bulunuyor.
Kayseriye hakkında yazılan bazı kaynaklardan Kasım Padişah Medresesi Vakfına bağlı olduğundan bahsedilmiştir ancak net bir bilgi değildir. O dönemlerde çok fazla yoğun olarak gidilen bir yermiş ki her bir dükkanın kirası için bir altın verilirmiş. Böyle yerlerin her ne kadar pahalı olduğu düşünülse de Kayseriye için bu geçerli değildir. Rahatlıkla alışveriş yapabilirsiniz. Eski sağlam halini günümüze kadar koruyamamış olasa da hala aktif olarak kullanılıyor. Kayseriye Çarşısı, Mardin’in popüler alışveriş noktaları arasında yer almaktadır.

11)  Revaklı Çarşı

Mardin merkezde bulunan tarihi çarşılardan biri olan Revaklı Çarşısı yada bir diğer ismi ile Tellallar Çarşısı’nın bir kitabesi bulunmadığından kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemekte. Kesme taşlarından yapılan bu çarşı, dikkat çekici kemerleri ve doğrama pencereleriyle mimari açıdan incelenmeye değer bir yapıdır. Reyhaniye Cami’sinin hemen yanında bulunduğundan kolaylıkla ulaşılabilir.
Çarşının tarihi 17. yüzyıla dayanıyor olup, Revaklı ismini üstü kapalı önü açık anlamına gelen revaktan almıştır. Çarşısının her iki yanında sıra sıra dizilmiş dükkanlar yer alıyor. Çok çeşitli zanaatkarların olduğu çarşıda şahmaran ustalarının birbirinden hoş eserlerini görebilirsiniz. Kendiniz ve sevdikleriniz için pek çok hatıralık eşya, gümüş, bakır ve el işi ile yapılmış ürünleri satın alabilirsiniz.

12) Mardin Bakırcılar Çarşısı

Bakır ve gümüş işlemeleriyle nam salmış Bakırcılar Çarşısı’nın bir diğer adı da Kazancılar Çarşısı’dır. Eserlerini yapan ustaları yapım aşamasında izleyebilir ve buraya ait etnik kökenli eşya veya takı gibi el işçiliği ile yapılan ürünleri yakından inceleyebilir ve tabi ki satın alabilirsiniz. Mardin gibi kültür ve etnik yönden baskın bir yere geliyorsanız birbirinden muhteşem ürünleri incelemeden dönmemeniz gerektiğini düşünüyorum. Bakır ve gümüş el işlemelerine ilginiz varsa Mardin merkez ilçedeki Bakırcılar Çarşısı size hitap ediyor.
Ulu Cami’yi geçip 100 metre kadar ilerledikten sonra Bakırcılar Çarşısı yani bir diğer adıyla Kazancılar Çarşısı karşınıza çıkacak. Günümüzde bakır kullanımı yaygınlığının azalması sebebiyle sayıca azalmaya başlayan bakır zanaatkarları ve dükkanları Bakırcılar Çarşısı’nda halen ayakta kalmaya çalışıyor. Çarşı pazar günleri kapalı olup, her öğle namazı saatinde de genel olarak kapalı. Diğer tüm çarşılarda olduğu gibi burada da hem kendiniz hem de sevdiğiniz insanlar için yöreye özgü bir hatıra almak isterseniz, bakır çaydanlık ve tepsileri önerebilirim.

13) Beyazsu

Midyat- Nusaybin yolundna 25 kilometre uzaklıktaki Beyazsu, Mardin için adeta bir nimet. Kurak bitki örtüsünün ortasında yeşil kavak ve söğüt ağaçlarının güzelliğine güzellik kattığı Beyazsu, Mardin’in içme suyu ihtiyacını karşılıyor. Yerden kaynayan temiz su etrafına can vermekle kalmamış, pek çok ilçe içinde su kaynağı haline gelmiştir. Beyazsu içerisinde bulunan alabalık tesisleri ve piknik alanları şehrin kafa dinleyeceğiniz ve bunaltıcı sıcaklardan kaçarak kendinizi doğanın kucağına atabileceğiniz bir ortam.
Ahşap malzemeler kullanılarak yapılmış çardaklarda oturup, ayaklarınızı serin suların içine daldırabilirsiniz. Bir semaver çay içip sonrasında lezzetli bir alabalık midenizi şenlendirecektir. Daha çok Mardin halkı tarafından biliniyor olup bir yabancının bu tarz yerlerin olduğu konusunda bilgisi yok.

14) Gurs Vadisi

Mardin’in doğal güzelliklerinden bir tanesi de Gurs Vadisi’dir. Vadi Kızıltepe ilçesine 7 kilometre uzaklıkta yer alıyor olup, içerisinde görülmeye değer şelale ve daha nice doğal güzellikleriyle tam bir kaçış noktası durumuna gelmiştir. Mardin merkezde hava 40-45 dereceyken, vadide 30 dereceye kadar düşüyor. Sıcaktan bunalanların rotasını çevirebileceği doğa harikası Gurs Vadisi içinde; şelale, göletler ve piknik alanlarıyla birlikte Mardin’e gelindiğinde mutlaka görülmesi gereken bir yer. Günümüzde bahçe olarak kullanılan vadide tam 12 köy bulunuyor.

15) Turabdin Platosu

Yüksek kalker platosunun üstündeki Tutabdin Platosu’nu, yüz yıllar önce keşişler yurt olarak kullanılmıştır. Görülmeye değer nitelikte bir kültür gezisi diyebilirim. Yukarı Mezopotamya’da yer alan bir kalkler platosu olup, Hizmetkarları Dağı ismiyle de biliniyor. Hizmetkarları Dağı ismiyle de biliniyor. Tanrı olarak adlandırılan bölge, 4. yüzyılda beri yapılan 80 manastırda keşişler ibadet etmişlerdir.
Mardin’e 30 kilometre uzaklıkta yer alıyor olup, Süryaniler tarafından kutsal bir yer olarak ilan edilmiştir. Sırtını Anadolu Dağları’na yaslamış, yüzünü ise Mezopotamya Ovası’na dönmüş durumda. Bölgede çok sayıda manastır ve köy yer alıyor. Özellikle Mor Gabriel Manastırı ve köylerden Midyat Zaz bu platoda gezebileceğiniz etkileyici ve otantik bir yer.

16) Gümüşova Mağarası (Mazıdağı)

Mardin Mazıdağı’na yaklaşık 30 kilometre mesafede yer alan Gümüşova Mağarası, Bizans Dönemi’nde kullanılmıştır. Bu sebeple Bizans Dönemi’nden kalan temel kalıntılarıyla giriş kapısı üzerinde de iki mühür resmi bulunuyor.

17) Deniz Mağarası (Derik)

Mardin’in Derik ilçesinde yer alan Hanok’a 8 kilometre uzaklıktaki Deniz Mağarası içerisinde yeraltı gölü bulunuyor. Bu sebeple Deniz ismini almıştır.

18) Linyevri Şifa Mağarası (Midyat)

Midyat’taki Gelinkaya Beldesi’nde konumlanan Linyevri Şifa Mağarası üzerinden sular akmaktadır. Yöre halkı tarafından bu akan suarın kaşıntıya iyi geldiği varsayılmaktadır.

19) Emir Hamamı

Emudin Külliyesi içerisinde yer alan Emir Hamamı, 12. yüzyılın başlarında Emuneddin Ilgazi tarafından inşa ettirilmiş olup, Mardin ilçe merkezinde cadde üzerinde konumlanıyor. Yüz yıllardır hizmet vermekte olan hamam, Mardin‘de rastlayabileceğiniz en otantik mekanlardan birisidir. Görüntüsü ile turistlerin ilgi odağı olmayı başarabilmiş. Bugün hala hamam olarak faaliyet gösteren Emir Hamamı üzerinde fazlaca değişiklik yapılmış olsa da soyunma kabiniyle fenerli kubbe hala aynı durumdadır.
Bu sebepten ötürüde tarihi yapısından çok fazla ödün vermemiştir. Kadın ve erkek bölüm olarak ikiye ayrılmadığı için saatlere ayrılmıştır. Gündüz 12:00 ile 17:00 arasında kadınlar için açık olan hamam, geriye kalan saatlerde erkekler müşterilerine hizmet veriyor. İçerisinde; sauna, masaj, köpük masajı, kese ve aklınıza gelebilecek pek çok hizmetten gayet makul fiyatlara yararlanabiliyorsunuz. İçerisinde bir de kafenin yer aldığı hamamda, soğuk bir şey içerek dinlenebilirsiniz.

20) Savurkapı Radviyye Hamamı

Mezopotamya’nın göbeğinde gizemli mimari yapıların içerisinde hamam keyfi gerçekten unutulmaz bir deneyim yaşatacak sizlere. Mardin’de sizi etkileyecek hamamardan biri de kuşkusuz Savurkapı Hamamı’dır. Sitti Radviye Medresesi’nin hemen yanı başında yer alan hamam, dikdörtgen yapıdaki mimariye ve oval kubbesi ile oldukça ilgi çekici bir görüntü sunmaktadır. Yapım tarihine bakıldığından 1176 yılında yapılmış olduğu varsayılıyor. Hala hizmet vermeye devam eden Savurkapı, bir klasik olan Mardin taş mimarisine sahiptir. Mardin’in dar sokaklarından geçerek gidebileceğiniz hamamı hem kadın ve hem de erkekler kullanabiliyor. Tabi herkesin kullanım saatleri farklı.

21) Emünüddin Hamamı

Mardin’in Mesken Mahallesi’nde bulunan Emüniddin Küllüyesi’nin bir kısmında yer alan hamam, 12. yüzyılın ilk yarısına dek uzanmaktadır. Mardin’de yapılan ilk Türk hamamı olma özelliğini taşıyan bu hamamın yalnızca soyunma kabini bölümü günümüze kadar sağlam bir şekilde gelmiştir. Epey bir hasarlı olan hamamın, 1938 yılında Ord. Prof. A. Süheyl Ünver tarafından planı çizilerek yıkılmadan önce haline ilişkin bilgileri aktarabilmiştir.
Hamamın yıkılmadan önce çizilen planın krokisinde haç şeklinde bir sıcaklık olduğu ve çeşme arkasındaki tünelden girilebildiği görülüyor. Hamamın soyunma kabini kısmı tek kubbe şeklinde olup, içerisinde nişler yer alıyor. Kaynaklardan edinilen bilgilere göre buradan alınan sular hasta tedavilerinden kullanılmaktaymış. Bu yönüyle külliye hamamının Anadolu’daki ilk tıp şifahanesi olarak yapıldığı da düşünülmektedir.

22) Ulu Cami Hamamı

Ulu Cami Hamamı, Salih Mardin Ulu Cami Mahallesi’nde yer alıyor olup 1312-1363 yıllarında hüküm süren Artuklu Sultanı Melik tarafından ismini aldığı Ulu Cami’ye vakıf olarak inşa ettirilmiştir. Herhangi bir kitabesi bulunmadığı için vakıf kayıtlarından ve mimari açıdan incelendiğinde tarihi 14. yüzyıla kadar uzanıyor. Ulu Cami’nin doğu yönündeki beşik tonozlu bir kapıdan girdiğinizde dikdörtgen yapıdaki hamam karşılıyor sizi. Malzemelerinde kesme ve moloz taşları kullanılmış olan hamamın soyunma bölümü yüksek kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür.
whatsapp ile iletişime geç