SAMSUN

SAMSUN
1) Kurtuluş Yolu ve Tütün İskelesi

Milli Mücadele için Samsun’a doğru yola çıkan Atatürk ve on sekiz silah arkadaşının, Samsun’a geldiklerinde ilk adım attıkları yerdir Tütün İskelesi. Genç ve yaşlı farketmeksizin vatan sevgisi ile dolup taşan tüm halkın, 19 Mayıs 1919 yılında göstermiş olduğu sevinci ölümsüzleştirmek adına, bu iskele 19 Mayıs 2009 yılında tekrar düzenlenmiş. İskelenin önüne Bandırma Vapuru’nu temsil eden bir yapı inşa edilmiş ve bu bölgeye Protokol Yolu adı verilmiş. 400 metre uzunluğunda ve 45 metre genişliğinde olan bu yolun üzerinde, seramik rölyefler ve Atatürk ile arkadaşlarını temsil eden küçük süs havuzları mevcuttur. Aynı zamanda iskelenin üzerinde Atatürk ve silah arkadaşlarının heykelleri yer alıyor. Bir nevi açık hava müzesine dönüştürülen bu alana, merkezden her türlü toplu taşıma aracı ile kolaylıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Her 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nda, buraya akın ediliyor ve muhteşem bir bayram atmosferi yaşanıyor. Özellikle uçakların görkemli şovuna hayran kalacaksınız

2) Onur Anıtı

Samsun halkı tarafından, Avusturyalı heykeltıraş H. Kriphel’e yaptırılan bronz Atatürk heykeli, Samsun’un bir simgesi haline gelmiştir. Bir Alman vapuru ile Samsun’a getirilen heykelin açılış töreni, 1932 yılında H. Kriphel ve Viyanalı mühendis Mayer eşliğinde büyük bir katılımla gerçekleşmiş. Büyük bir taban üzerinde şahlanan bir at üstünde Atatürk heykeli, bütün heybeti ile neredeyse şehrin her yerinden görülmekte. Ayrıca kaidenin yanında ise iki kabartma ve yazılar yer alıyor. Kabartmanın birinde; iskelede sandalın yanında mermi ve cephane taşıyan insanlar, arkalarında top arabası yer alırken, diğer kabartmada ise; Atatürk dimdik olarak durmaktadır.

3) İlk Adım Anıtı

Heykeltraş Hakkı Atamalı tarafından 1981-1982 yılları arasında yapılan bu anıt, Atatürk’ün doğumunun 100.yılı anısına dikilmiş. Aynı zamanda Tütün İskelesi’nin yerinin belli olması için dikilen bu anıt, dayanışmayı simgeliyor. Kaidenin üstünde, üniformalı Atatürk ve kumandalar yer alıyor ve anıtın iki ucundaki heykeller ise gençliği simgeliyor.

4) Amisos Tepesi

Baruthane Mahallesi’nde yer alan Amisos Tepesi, bir diğer adıyla da bilinen Baruthane Tepesi, M.Ö 3. yüzyıla ait olup, 1995 yılında keşfedilmiş. Tümülüslerde yapılan kazı çalışmaları sonucunda Helenistik döneme ait izler ve Amisos Hazinesi olarak adlandırılan bazı gömütler bulunmuş. Aynı zamanda tepenin sit alanı incelenirken, birçok mezarla karşılaşılmış ve bazılarının Pontus Krallığı’nın üst düzey konumundaki insanlarına ve onların ailelerine ait olduğu anlaşılmış. Samsun gezilecek yerler listesinde kesinlikle olması gereken Amisos Tepesi’nde, tüm çalışmalar tamamlanmış ve 2008 yılında hizmete açılmış.
Amisos Tepesi’nin tarihinin dört aşamadan oluştuğunu söyleyerek, birinci dönemde, yani M.Ö. 6. yüzyılın başında, Miletosluların, Amisos’a egemen olup Karadeniz ile Anadolu’yu bağlayan ticaret yolunun başlangıcını oluşturmaları olduğunu belirterek devam ediyoruz. İkinci dönem, M.Ö. 6. yüzyılın ilk yarısı, Kapadokyalıların Amisos’u yerleşim yeri olarak tercih etmeleri, üçüncü dönem, M.Ö. 6. yüzyılın ortası, kentin adının Peiraieos olarak değiştirilmesi ve dördüncü dönem, M.Ö. 437, Atinaların Amisos’a yerleşmesi ve kentin adının değiştirilmesidir.
Tepede ilk yerleşim yeri kurulduğunda, halk tarafından caddeler, meydanlar, dini yapılar ve evler inşa edilmiş. Doğu tarafında bir liman, liman çevresinde ise Aşağı Kent adında bir yerleşim yeri bulunuyormuş. Arkeolojik kazı çalışmalarında, burada mozaik, heykeller ve fresko bulunduğunun da altını çizelim. Aşağı Kent’te denizcilerin, kölelerin ve liman çalışanlarının yaşadığı biliniyordu. Amisos Tepesi’nde Kuzey ve Güney olmak üzere iki Tümülüs yer alıyor. Kuzey Tümülüsü, 8 metre yüksekliğinde ve 3 metre genişliğinde olup, içerisinde 3 tane mezar odasına yer verir ve odaların duvarlarında yalancı sütunlar bulunur. Güney Tümülüsü ise, lacivert ve kırmızı renklerde boyanmış yalancı taş örgü görüntüsüne sahip olup, içerisinde 2 odalı bir mezar yapısı vardır.
Amisos Tepesi’nin sit alanını keşfettikten sonra, içerisinde yer alan cafe ve restoranında mola vererek, manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca Batı Park’tan kalkan teleferiği kullanarak, tepeye gelebilir ve şehri kuş bakışı görme şansı elde edebilirsiniz.

5) Saat Kulesi ve Saathane Meydanı

İsmini meydanında yer alan Saat Kulesi’nden alan Saathane Meydanı, şehrin en eski merkezlerinden biri olma özelliğine sahip. Cumhuriyet Meydanı ile birlikte Samsun’un iki büyük meydanından biri olan Saathane Meydanı, günümüzde hala ticari ve kültürel önemini koruyor. Meydana ismini veren Saat Kulesi’nin tarihi ise II. Abdulhamit dönemine kadar uzanıyor. II. Abdulhamit’in tahta çıkışının onuncu yılı olmasıyla, şehirlere saat kulesi yapılmasını ister. Belçika asıllı Fransız mühendis, 1887 yılında ünye taşı kullanarak bu saat kulesini tamamlar. Ancak bu yapı bir zaman sonra zarar görmüş ve 1977 yılında yeniden inşa edilmiş.
Tarih kokan mekanlardan biri olan Saathane Meydanı, balıkçılar, manavlar, kasaplar, baharatçılar, toptan ve perakendeciler ve daha birçok esnaf sayesinde Samsun’un en işlek ve en uğrak mekanlardan birisidir. Meydan ve çevresinde yer alan bu esnafları tek tek dolaşabileceğiniz gibi alışveriş yapabilir ve aynı zamanda sohbet edebilirsiniz. Meydan içerisindeki en önemli yapı olan Samsun Büyük Cami’yi de görmeden gitmeyin!

6) Bandırma Vapuru ve Milli Mücadele Parkı Açık Hava Müzesi

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda önemli bir rol oynayan bu gemi, 1978 yılında Glasgov’da ”Trocadero” ismiyle inşa edilmiş olup, sonrasında ise ”Kymi” adıyla belli bir süre yük taşımıştır. 1894 yılında İdare-i Mahsusa’ya nakledilen gemi, o dönemden itibaren ”Panderma” ismiyle Osmanlı denizlerinde yük ve yolcu taşımaya devam etmiş. İdare-i Mahsusa’nın adı, 1910 yılında ”Osmanlı Seyrüsefain İdaresi” (Osmanlı Denizcilik İşletmesi) olarak değişince geminin de ismi ”Bandırma” olarak değişmiş ve posta vapuru haline gelmiş. 1919 yılında Atatürk ve silah arkadaşlarını Samsun’a getirdikten sonra yine posta hizmetlerine devam eden gemi, 1924 yılında hizmet dışı bırakılmış. 1925 yılında İlhami Söke’ye satılan gemi, 4 ay içerisinde Haliç’te sökülerek parçalanır.
Müze Hakkında!
Samsun İl Özel İdaresi ve Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından, geminin orijinal çizimlerine bakılarak, birebir aynısı yapılmış ve 2006 yılında müze olarak hizmete açılmış. Belediye tarafından çevre düzenlemesi yapılarak ziyarete açılan Bandırma Vapuru ve Milli Mücadele Parkı Açık Hava Müzesi’nde, ahşap işçiliği, filikalar ve halatlar, raspa ve boyalar yenilenmiş ve dayanaklı olacak şekilde inşa edilmiş. Kaptan köşkü, kaptan kamarası, tefriş ve yatak odası, sergi salonu ve mutfak olmak üzere 6 bölümden oluşan müzede, 13 bal mumu heykeli yer alıyor.
Tefriş salonunda, Atatürk’te dahil olmak üzere 5 balmumu heykeli yer alıyor. Bunun yanı sıra 1870’li yıllarda imal edilmiş gemici saati, telefon, yangın tüpü, ölçüm saati, masa ve sandalyeler sergileniyor. Atatürk’ün yatak odası olarak tasarlanan odada ise, ona ait orijinal bir radyo yer alıyor. Sergi salonunda, geminin orijinal çizimleri ve tarihçesi, Atatürk’e ait fotoğraflar ve orijinal beylik silahı, Atatürk’ün el yazısıyla yazdığı kongre kararnamelerinden nüshalar bulunuyor. Aynı zamanda sinevizyon gösterimi yapılması için bir sistem ve oturma grupları da yer alıyor. Kaptan köşkünde ise, kaptan İsmail Hakkı Durusu’n bir bal mumu heykeli ve 1887 yılına ait denge pusulası yer alırken, kaptan kamarasında da özel eşyalar sergileniyor.
Doğu Park Sahası’nda, 35 bin metrekare alanda yer alan Milli Mücadale Parkı ve Açık Hava Müzesi’nde; Çanakkale Savaşı’ndan düşmanın İzmir’de denize dökülüşüne kadar süren mücadeleyi anlatan seramik rölyefler bulunuyor. Bunun dışında; Samsun ve ilçelerinde hayatını kaybeden 1200 şehidin anısına yapılan Şehitler Yazısı, Milli Mücadele’yi anlatan 10 adet bronz rölyef, 7 figürlü Milli Kurtuluş Anıtı, İstiklal Mücadelesi’nde kullanılan top, tüfek, torpido, denizaltı mayınları ve uçaksavar gibi savaş malzemeleri yer alıyor.

7) Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi

Samsun yöresinde yapılan kazı çalışmaları sonucunda elde edilen eserler, şehirde müze olmadığı için, Kastamonu Müzesi’ne gönderilmiş. Vali Turgut Başkaya tarafından, 1956 yılında ”Atatürk ve 19 Mayıs Müzesi” adı altında bir müze açılması için Bakanlığa teklif gitmiş. Bu sırada bir inşaattan çıkan eserler ile birlikte çevreden toplanan eserler Samsun Erkek Sanat Enstitüsü’nde toplanmış ve koruma altına alınmış. Başlangıçta depo olarak kullanılan müzede, 1960 yılında çalışmalar yapılmış ve Atatürk Müzesi fikri yeniden ortaya atılmış. Fuar Alanı içerisinde yer alan 19 Mayıs Galerisi, ”Atatürk Müzesi” olarak kullanılması için Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmiş. Bu sürecin ardından Fuar Alanı içerisinde Atatürk Müzesi’nin yanına, 1976 yılında Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nin yapımına başlanmış ve 1981 yılında hizmete açılmış.
Müzenin bölümleri; Samsun ve çevresinden toplanan arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendiği müzenin arkeoloji bölümünde; İlk Tunç Çağı, Hitit, Helenistik ve Roma dönemine ait bronz, pişmiş toprak ve kemik eserler yer alıyor. Bunların yanı sıra bronz atlet heykeli, Eski Tunç Çağı’na ait ameliyat edilmiş kafatasları, antik Amisos kenti buluntuları, Amisos Mozaiği, Amisos mezar odasından çıkan hazineler ve Helenistik Çağ’a ait takılar sergileniyor. Müzenin en önemli bölümünü oluşturan Amisos mezar odasındaki eserler arasında; altın, taç, küpe, bilezik gibi eserler, Klasik, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait sikkeler, Cumhuriyet döneminde basılan paralar yer alıyor. Etnografya bölümünde ise; Samsun yöresine ait bindal, peşkir, cepken, saat keseleri, el yazmaları, Kuran, kesici ve ateşli silahlar sergileniyor.

8) Gazi Müzesi

Jean Ionnis Mantika tarafından, 1902 yılında Mıntıka Palas Oteli olarak inşa edilen bu bina, Atatürk’ün Samsun’a gelişinde kaldığı ilk yerdir. Kurtuluş Savaşı’ndan çok sonra, vali tarafından bu yer Atatürk’e armağan edilmiş ve Atatürk ve eşi Latife Hanım, Samsun’a üçüncü ve dördüncü gelişlerinde burada konaklamış. Atatürk’ün ölümünden sonra ise bu bina, belediye tarafından 1940 yılında Gazi Müzesi olarak hizmete açılmış ve Türkiye’nin tarihi açısından oldukça önemli bir konuma gelmiş. Günümüzde, geçmişin izlerini taşıyan 191 eser bu müzede sergileniyor.
Müzenin bölümleri; Müzenin ilk girişinde; Milli Mücadele dönemine ait fotoğraflar, büyük yağlı boya tablosu, Atatürk’ün kişisel eşyaları, Atatürk ve silah arkadaşlarının Samsun’a çıkışını temsil eden Tütün İskelesi kabartması, Bandırma Vapuru’nun küçük maketleri yer alıyor. İkinci katta ise; Atatürk ve silah arkadaşlarının balmumu heykelleri, yine Atatürk’ün kişisel eşyaları ve kaldığı odalar, kendisine gelen hediyeler ve objeler sergileniyor.

9) Havza Atatürk Evi Müzesi

Atatürk’ün 25 Mayıs-13 Haziran 1919 tarihleri arasında, ilk karargahı olarak kullandığı Mesudiye Oteli, taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmiş. Binayı otel haline getirip, işletmeye açan ilk kişi Hurdazlı İsa Efendi, bir süre oteli kendi için çalışmıştır. Ancak bir zaman sonra oteli, Ali Baba’ya devreder. Atatürk’ün Samsun’a gelişinden altı gün sonra karargahı Havza’ya taşıyacağını öğrenen Kaymakam Fahri Bey, en seçkin konaklama merkezi olan Mesudiye Oteli bir aylığına kiralamış. Böylelikle Atatürk ve karargahında yer alan askeri ve sivil memurlar burada konaklamış oldular.
Müzenin bölümleri; İki katlı olan binanın birinci katında 4, ikinci katında ise 5 oda bulunuyor. Birinci katında; çalışma odası ve yatak odası yer alırken, ikinci katında ise; askeri ve sivil memurların kaldıkları odalar yer alıyor. Atatürk’ün Havza’da bulunduğu bu tarihler arasında, çalışma odası olarak kullandığı bölümde, birçok heyeti ağırladığı biliniyor. Odada sergilenen telgraf maniplesi, ilk haberleşme aygıtı olarak yerini alıyor. Aynı zamanda ilk Cumhurbaşkanlığı forsu da bu odada sergileniyor. Atatürk’ün istirahat ettiği yatak odası bölümünde; karyola, yatak, yatak örtüsü ve diğer yatak odası takımının tamamı, Atatürk’ün orijinal eşyaları arasından seçilerek sergileniyor.
Birinci katta yer Havza odasında; Atatürk’ün el yazısının ve imzasının bulunduğu bir belge, Atatürk’ün otele gelmeden önce bölge hakkında bilgi sahibi olmak için hazırladığı on iki maddelik soru listesi, Cumhuriyetin ilk yıllarında Havza konulu fotoğraf sergisi, Milli Mücadele yıllarına ait fotoğraflar, Atatürk ile birlikte gelen subaylar ve sivil memurların fotoğrafları ve daha birçok belge ve yazışma yer alıyor. Diğer oda ve salonlarda ise; Atatürk’e özgü eşyalar, Milli Mücadele yıllarına ait bazı silahlar ve kitaplar, Atatürk’ün kullandığı yemek takımı, yöreye ait kadın giysileri, mutfak eşyaları, çıkrıklar ve oturma odası takımı bulunuyor. Ayrıca müzede; Havza, Amasya, Erzurum, Sivas ve Ankara odalarında, Atatürk’ün buralarda yapmış olduğu görüşmelerle ilgili fotoğraflar ve yazışmalarla ilgili belgeler de sergileniyor.

10) Samsun Kent Müzesi

İlkadım ilçesinde yer alan Samsun Kent Müzesi, 2013 yılında açılmış ve müzenin içerisinde Samsun’un sosyal, tarihi, kültürel, coğrafi ve ekonomik yapısıyla alakalı belge, bilgi, fotoğraf ve malzemeler yer alıyor. Tarihi Kentler Birliği’nin jüri özel ödülüne layık görülen kent müzesi, 2015 yılında XX. Luigi Micheletti Ödülleri’nde finale kalmış ve Avrupa’nın en prestijli 6 müzesi arasında yer almış. İç ve dış tasarımı oldukça şık olan Samsun Kent Müzesi, Demiryolu Lokali olarak kullanılan TCDD binalarının restore edilmesiyle oluşmuş. Birçok kurumun ve halkın desteğiyle, müzeye çok sayıda değerli obje, arşiv, belge ve bilgi paylaşılmış. Görevli rehber ya da elektronik rehber eşliğinde müzeyi gezebileceğinizi ve daha detaylı bilgiye ulaşabileceğinizi de belirterek devam edelim.
Müzenin bölümleri; Yedi bölümden oluşan müzenin giriş kısmında, yani A1 katında; Samsunlu ünlüler, Samsun’un kronolojik tarihi, Kurtuluş Savaşı dönemi ve tütüncülük hakkında bilgi ve belgeler bulunuyor. B1 katında; mübadele ve göçler, kent tarihinde yaşanan afetler, şehrin geçmiş hali ve müze binasının hikayesi yer alıyor. B2 katında; Cumhuriyet dönemindeki Samsun’a, Atatürk, Vali ve Belediye Başkanları hakkında bilgiler ile birlikte Samsun’un demografik yapısına yer veriliyor. B3 katında; Samsun’un tarihi ve mimari yapıları ile birlikte ulaşımı anlatılırken, C1 katında; balmumu heykelleri ile balıkçılık anlatılıyor. C2 katında; sporun tarihi ve Samsunspor, eğitim, iletişim, coğrafi yapı, ekonomik ve turizm ile ilgili belgeler yer alıyor. C3 katında ise; balmumu heykeller ile kentin sağlık, yemek kültürü, düğün gelenekleri anlatılıyor. Şehrin kültür ve sanat geçmişine de bu katta ulaşabilirsiniz.

11) Sadi Tekkesi Kuvay-i Milliye Müzesi

Milli Mücadele döneminde önemli bir konumda yer alan Şeyh Sadi Tekkesi, belediye tarafından 2013 yılında restore edilerek Kuvayi Milliye Müzesi’ne dönüştürülmüş. Kurtuluş Savaşı kararına Anadolu’dan destek alan ilk yerlerin başında gelen Sadi Tekkesi, günümüzde hatıralarıyla hala ayakta duruyor. Bir nevi 19 Mayıs 1919 yılında başlayan kurtuluş mücadelesinin ruhunu günümüzde de yansıtmaya devam ettiğini söyleyebiliriz.
Müze; tekke binası, anı evi, diaromik (şehitler) müze, kantin ve tuvaletler ile birlikte 5 avludan oluşuyor. Sadi Tekkesi tek başına müze olarak düşünülmüş ve restorasyonu tamamlanmış olsa da farklı fikirler ortaya atılmış. Şehit ve gazi anı evi ile birlikte diaromik müzenin de olması gerektiği düşünülmüş ve buna bağlı olarak tekkenin karşısında yer alan ev kamulaştırılarak, restorasyonu tamamlanmış. Bu bina anı evi olarak düzenlenmiş olup, evin güneybatısına ise diaromik alan inşa edilmiş. Böylece alan, farklı ebatlardan oluşan ve bir seki görüntüsünü alan avlularla donatılmış olmuş. Tematik bir müze olarak biçimlendirilen binada, 7 adet balmumu heykeli bulunuyor.

12) Alaçam Mübadele Müzesi

19. yüzyılın son çeyreğinde İptidai Mektebi olarak yaptırılan bina, sonraki yıllarda farklı işlevlerde kamu binası olarak hizmet vermiş. Zemin kat üzeri bir normal kattan oluşan bina, kırma çatılı ve Marsilya kiremit örtülüdür. Günümüzde müze olarak faaliyet gösteren bina, 2010 yılında Samsun İl Özel İradesi tarafından restore edilmiş ve 2012 yılında resmi olarak hizmete açılmıştır. Etnografik eserlerden oluşan ve tematik bir müze olan Alaçam Mübadele Müzesi, 1923 yılında Lozan Antlaşması’na konulan ek protokolle göç yapmak zorunda kalan mübadillerin yanlarında taşıdıkları günlük eşyaları, belgeleri ve fotoğrafları bünyesinde barındırıyor.
Müzenin bölümleri; Müzenin giriş katı idari bölümlerden oluşuyor ve dokümantasyon bölümü, mübadele ve ilçe tarihine ait yayınlara, mübadele yıllarına ait fotoğraflara yer veriyor. İkinci katta ise, eserler tefriş yapılıyor. Aynı zamanda müzenin vitrenlerinde, mübadil kadınlara ait elbiseler, günlük kıyafetler yer alıyor ve bu kıyafetler genellikle çeyiz olarak hazırlanmış eserler olarak biliniyor. Bunun yanı sıra mübadil kültürünü yansıtan çevreler, kıl ve keten dokuma eserler, sandıklar, mesleki aletler ve mutfak eşyaları ile birlikte mübadillerin göç sırasında ve gemilere taşınırken çekilmiş fotoğrafları, pasaportları, Kurtuluş Savaşı’na ait bazı belgeler ve mübadillerin bağışladığı kişisel eşyalar yer alıyor.

13) Bafra Arkeoloji ve Etnografya Müzesi

Bir dönem Şehir Kulubü olarak kullanılan üç katlı bina, restore edilerek müze haline getirilmiş. Bafra yöresinden toplanan etnografik eserler ile İkiztepe kazısından elde edilen arkeolojik eserlerin yer aldığı Bafra Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde, Bafra’nın geleneksel yaşam tarzı ve kültürü canlandırmalarla anlatılarak sergileniyor. Aynı zamanda müzede, İlk Tunç Çağı’ndan yakın tarihe kadar 1.250 adet arkeolojik ve etnografik eserler sergileniyor.
Müzenin bölümleri; Müzenin birinci katında etnografik eserler yer alıyor ve odalarda geleneksel Bafra evinin günlük yaşamından izler ile karşılaşıyorsunuz. Mutfak, oturma odası ve yatak odası tam da buna göre hazırlanmıştır. Müzenin ikinci katında ise arkeolojik eserler yer alıyor. Arkeolojik eserlerin sergilendiği vitrinler odalarda bulunurken, orta alanda ise Amphora teşhiri bulunuyor. Soldaki iki odada ise, İkiztepe Höyük kazılarından elde edilen eserler sergileniyor. Bu eserler arasında; pişmiş toprak tanrıça figürleri, çanak çömlekler, bilezik, küpe ve kolye gibi takılar, baltalar, cam eserler ve amphoralar yer alıyor. En dikkat çeken eserin, İlk Tunç Çağı mezarından çıkarılan ve üzerinde ameliyat izleri görülen kafatası olduğunu söyleyebiliriz.

14) Amazon Köyü

Batı Park’ta 50 bin metrekarelik bir alan üzerine Amazon Adası kurulmuş ve içerisinde 2.5 dönümlük bir Amazon Köyü yer alıyor. Bir rivayete göre; Samsun’un Terme ilçesi Gölyazı beldesi etrafında Amazon kadınlarının yaşadığına inanılıyormuş. İşte bu alanda da Amazon kadınlarının gündelik yaşamından kesitler sunuluyor. Samsun Büyükşehir Belediyesi ile On Dokuz Mayıs Üniversitesi iş birliği ile köyde anaerkil bir toplum olan Amazonların heykelleri, kabartmaları, günlük yaşamlarından kesitler ve eşyaları bu alanda yer alıyor. 2010 yılında inşa edilen Amazon Adası, bir kanal yardımıyla karadan ayrılan bir yapay adadan oluşuyor ve yerli-yabancı birçok turistin uğrak noktası oluyor.
Terme’de M.Ö. 3 bin ile 2 bin yılları arasında, Thermedon Çayı yöresinde Themiskyra adında bir kent kurulmuş ve kentte Amazonlar yaşıyormuş. Amazonların anısına Batı Park’ta kurulu olan Amazon Köyü, Amazonların gündelik yaşamda kullandıkları eşyalara ve savaşçı kadınların heykellerine yer vermesiyle Türkiye’nin en ilginç müzeleri arasında yerini alıyor. Samsun ve yöresinin tarihi ve kültürel değerlerinden biri olarak kabul edilen Amazonlar, Eflatun ve Socrates’in eserlerinde, Homeros’un İlyada’sında ve Hititlerin tabletlerinde de bahsediliyor.
Girişte, elinde kalkan ve mızrağı ile bekleyen amazon kadın savaşçı heykeli sizleri karşılıyor. Gözleri gerçek protez göz, saçları ise gerçek saçtan yapılan bu heykeller, Hollywood’da korku filmlerinde kullanılan özel bir silikon madde aracılığıyla yapılmış ve öyle ki insan dokusuna yakınlığıyla çok gerçekçiler. Amazon Heykeli’nin sağ ve sol tarafında, Anadolu Aslanları adında iki heykel yer alıyor. Aslan heykellerin içerisinde amazon toplumuna dair görüntü ve sesli sunumlar yapılıyor. Dahası heykellerin içinden merdiven ile en tepeye çıkabiliyorsunuz. İnanılmaz bir manzara sizi bekliyor! Köprüler yardımıyla geçilen adada, Amazon kanalı, suni kayak pisti, balık restoranları ve piknik alanları da bulunuyor.

15) Samsun Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi

Milli kültürün tanıtılması için burada; toplantılar, sergiler, kurslar, gösteriler, yarışmalar, sesli ve görüntülü programların düzenlenmesi ile okuma alışkanlığını ve fikir faaliyetlerini geliştirici çalışmaların yapılması amaçlanmıştır. İçerisinde; 7 adet sanatçı soyunma odaları, prova odası, 12 adet atölye, VIP salonu, ana tiyatro salonu, çocuk tiyatro salonu, toplantı ve sergi salonu, 7 adet derslik ve açık otopark yer alıyor.

16) Hamamayağı Kaplıcası

Ladik ilçesine 13 km uzaklıkta konumlanan Hamamayağı Kaplıcası, ilçenin en önemli turizm alanıdır. Kaplıcanın suyu, piknik alanları ve dinlenme tesisleri ile oldukça güzide bir mekan olan Hamamayağı Kaplıcası, sadece yöre halkı değil, aynı zamanda birçok turist tarafından akın ediliyor. Suyunun içerdiği minerallar bakımından dünyanın en ünlü kaplıcası arasında yer alan bu mekan, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde de bahsediliyor. Tarihi çok eskilere dayanan bu kaplıca, ”Gençlik Suyu” olarak da biliniyor.
Kaplıcanın suyu, 37 derecelik bir ısıya sahip olup, romatizma, nevralji, cilt hastalıkları, sinir ve kas yorgunluğu, eklem kireçlenmesi, sinirsel hastalıklar, ameliyat sonrası yorgunluklar gibi daha pek çok hastalığa iyi geldiği biliniyor. Yılın her döneminde çevre il ve ilçelerin akınına uğrayan kaplıca, önemli bir turizm potansiyeline sahiptir. Ayrıca buradaki tesisler zamanla yıkılarak, 2018 yılında termal bir otel hizmete açılmıştır.

17) Atakum Sahili

Turistlerin sıklıkla tercih ettiği plajları içerisinde barındıran Atakum Sahili, Karadeniz’in en etkileyici sahil şeridinde yer alıyor. Uzun bir kumsala sahip olan sahilde, eğlence ve yeme-içme mekanları ve bisiklet yolu bulunuyor. Masmavi plajlarıyla deniz keyfi yaşayacağınız bu yerde, akşam üstü yürüyüşler yapabilirsiniz. Ayrıca sahil yolunda; alışveriş merkezi, sinema, dinlenme alanları, parklar ve iskeleler de bulunuyor. İster plajlarında güneşlenip yüzün, ister gün batımında iskelede ya da sahil yolunda yürüyün, ister mekanlardan birine oturarak güzel bir yemek yiyin…

18) Çakırlar Korusu

Atakum merkeze 19 km mesafede yer alan Çakırlar Korusu, Samsun’un en eski piknik ve doğa yürüyüşü alanlarından biri olma özelliğini taşıyor. İçerisinde; tenis ve basketbol kortları, duşakabinler, mescitler, cafe ve restoranlar, tuvaletler ve mesire alanları gibi daha pek çok şey bulunuyor. Kuş sesleri eşliğinde yürüyüş yapabileceğiniz bir yer olan Çakırlar Korusu’nda, aynı zamanda çadırınızı getirerek kamp yapabilir veya piknik yapabilirsiniz.

19) Batı Park

Samsun’da doğuda ve batıda olmak üzere iki ayrı park alanı var ve bunların birinden yukarıda bahsettik. Sinop tarafına yakın olan batı kısmındaki Batı Park, mutlaka Samsun gezilecek yerler listenizde olmalı. Denize sıfır bir konumda yer alan park, yemyeşil alan içerisinde birçok farklı aktivite yapmanızı sağlıyor. Bu geniş yeşil alanlarda piknik yapabilir, Amazon Cafe’de bir şeyler yiyip içebilirsiniz. Özellikle bir tepe üzerinde bulunan bu cafenin, manzarası bir harika. En uzun go-kart pistine sahip olan alanda, yarış yaparak keyifli dakikalar geçirebilirsiniz. Park içerisinde yer alan Amazon Köyü’nü ziyaret edebilir ve Amazon heykeli ve aslanlarını yakından görebilirsiniz.

20) Galeriç Ormanı

Samsun’un iki subasar ormanından biri olan Galeriç Ormanı, 19 Mayıs ilçesinin Yörükler mevkiinde yer alıyor. Yörüklerin kuzey tarafında bulunan ormanın, ilkbahar aylarında tabanı suyla kaplanıyor ve muhteşem bir güzelliğe bürünüyor. Yaban hayatı ile de mutlaka görülmeye değer bir noktadır.

21) Kabaceviz Şelaleleri

Samsun’un tabiat harikalarından biri olan Kabaceviz Şelaleleri, şehir merkezine 32 km mesafede yer alıyor. Tekkeköy’e 35 km mesafede konumlanan Kabaceviz Köyü, yeşillikler içinde güzel bir yer olmasının yanı sıra ulaşım açısından da oldukça rahattır. Köyden 3 km uzaklıktaki şelaleler bölgesi ise, her yıl mutlaka gezgincilerin ve tatilcilerin uğradığı bir noktadır. Üç aşamadan oluşan şelalelerin suyu, 15, 35 ve 65 metre yükseklikten akıyor. Bu bölge, turizm açısından önemli bir yere sahiptir ve etrafının yeşil ve orman örtüsü ile kaplı olmasından dolayı da günübirlik turlar için oldukça idealdir.
Yerli ve yabancı birçok turistin ilgi odağı olan bu bölgede, trekking, dağcılık, piknik, foto safari, rafting gibi daha pek çok aktivite yapabiliyorsunuz. Aynı zamanda şelalenin çevresinde ve köyde yeme-içme olanaklarından ihtiyacınız doğrultusunda faydalanabilirsiniz. Ayrıca buraya Mayıs sonu ve Ekim başında gelmenizi öneriyoruz.

22) Akalan Şelaleleri

Bafra’nın 43 km uzaklıktaki Akalan Mahallesi sınırları içerisinde yer alan Akalan Şelaleleri, büyüklü küçüklü tam 18 şelaleden oluşuyor. Etrafının güzelliği ile nefis manzaralar sunan şelaleler, 15 metre yükseklikten düşmektedir. Çevresindeki alanlarda piknik veya doğa sporları yapabilirsiniz.

23) Gölalan Şelaleleri

Gölalan Köyü’nün yakınındaki dere yatağı üzerinde yer alan şelalelere, yakın mesafedeki vadiye inip, dere boyunca yürüyerek ulaşım sağlayabilirsiniz. Dere yatağı boyunca küçüklü büyüklü birçok şelale olsa da, görülmeye değer nitelikte sadece iki büyük şelale var. Yalnız ara ara dere içerisinden geçmek zorunda olacağınız için, kıyafetlerinizi ve ayakkabılarınızı ona göre seçmenizde fayda var.
Şelalelerden biri köye çok yakın mesafede yer alıyor ve yaklaşık 5 metreden akıyor. Diğerine ise 30 dakika yürüyerek ulaşım sağlanıyor ve yaklaşık 10 metreden küçük bir göle akıyor. Tertemiz ve berrak olan bu akarsulara girip serinlemekte bir başka oluyor.

24) Çağlayan Şelalesi

Çağlayan Köyü’nde yer alan şelale, adından da anlaşılacağı gibi bir dere yatağına kuruludur. Köyde çok sayıda şelale bulunuyor ve merkeze 7 km uzaklıkta konumlanıyor. Şelalelerin en önemli özelliklerinden birinin, çok büyük aşındırma gücüne sahip olmalarıdır diyebiliriz.

25) Karacaören Şelalesi

Salıpazarı ilçesine 11 km uzaklıktaki Karacaören Köyü’nde yer alan Karacaören Şelalesi, 92 metre yüksekliğe sahiptir. Ormanlık alanlar ve fındıklardan oluşan bölgede, Kayın, Kızılağaç, Gürgen, Kestane ve Taflan gibi birçok ağaç türüne rastlayabilirsiniz. Mevsimsel olarak farklılık gösteren şelalenin suyu, yaklaşık 85 metreden akıyor.

26) Kurşunlu Şelalesi

Tekkeköy ilçesinin Büyüklü Mahallesi’nde yer alan Kurşunlu Şelalesi, doğa severlerin adresidir. Yemyeşil ağaçların arasından akan dere üzerindeki Kurşunlu Şelalesi, 18 metre yüksekliğe sahiptir. Kuş sesleri eşliğinde muazzam bir yer olan şelale, gelenleri kendine hayran bırakıyor. Aynı zamanda içerisindeki mesire alanında dinlenebilir ve piknik yapabilirsiniz.

27) Ladik Gölü

Ladik ilçesinde yer alan Ladik Gölü, ilçe merkezine 10 km, il merkezine ise 80 km mesafede konumlanıyor. İsmini ilçe merkezinden alan göl, 7 km uzunluğunda olup, 870 hektarlık bir alanda yer alır. Gölün üzerinde yüzen adacıklarla oldukça ilgi çekici bir yer olan göl, sit alanı olmasının yanı sıra etrafındaki dağ ve ormanlarla da adeta görsel bir şölen sunar. Özellikle hafta sonları günübirlik kaçamak yapıp, birçok insanın kafa dinlemek için geldiği göl, tatlı su gölüdür. Turna balığı, tahta balığı, sazan, kızıl kanat ve tatlı su levreği gibi balık türlerine yer vermesi, ilçenin balıkçılık sektörüne ve turizmine katkı sağladığı bir gerçektir.
Gölde; su kayağı, sörf, yelkenli yarış gibi birçok aktivite yapabilirsiniz. Ayrıca mükemmel manzarası karşısında oturup kafanızı dinleyebileceğiniz gibi piknikte yapabilirsiniz. Aynı zamanda gölde yaşayan bazı kuş türlerine rastlayabileceğinizi de söyleyelim. Alabalıkçıl, küçük ak balıkçıl, gece balıkçılı, kara leylek, yeşilbaş, uzun bacak, kız kuşu, yeşil düdükçün, karabaş martı, gümüş martı, sumru, küçük sumru, ak kanatlı sumru, kaya güvercini, tepeli koygar, tarla kuşu, kızıl sırtlı örümcek kuşu, boğmaklı ardıç kuşu ve turna türleri yer alıyor.

28) Simenit Gölü

Terme’nin doğal yapılarından biri olan Simenit Gölü, Terme’ye 25 km uzaklıkta konumlanıyor. Gölün suyu mevsimsel olarak değişkenlik gösteriyor ve genel olarak çok fazla derinleşmiyor. Yaz aylarında 1-1,5 metre derinliğe sahipken, kış aylarında ise 2 metreye kadar çıkabiliyor. Gölün içerisinde; turna, kefal, kadife, ilarya gibi balık çeşitlerine rastlayabilirsiniz. Muhteşem görüntüsüyle resmen kartpostal gibi…

29) Tekkeköy Mağaraları

Tekkeköy ilçesinde yer alan Tekkeköy Mağaraları, Samsun’a 13 km mesafede konumlanıyor. Arkeolojik bir sit alanı olan mağaralar, Türkiye’deki en eski üçüncü yerleşim yeri, Karadeniz Bölgesi’nin ise ilk insan yerleşkesidir. Fındıcak ve Çınarlı Dereleri’nin suladığı vadi boyunca yükselen kaya kitlelerinde, büyüklü küçüklü oyuk ve mağaralar yer alıyor ve bu oyuk ve mağaraların M.Ö 15 bin ile M.Ö 60 bin yıllarına ait olduğu biliniyor. Burada yapılan kazı çalışmaları sonucunda; Yontma Taş Devri’nde yaşayan mağara sakinlerinin, tüm aletlerini taş, ağaç ve kemikten yapmış olduğunu ve avcılık ve toplayıcılıkla uğraştığını öğreniyoruz. Aynı zamanda taşı yontarak el baltaları, mızrak uçları, kesiciler, kazıyıcılar gibi çeşitli aletler yaptığını ve kullandığını da.
Tekkeköy Mağaraları, 1977 yılında sit alanı olarak ilan edilmiş ve 2013 yılında ziyaretçilere açılmış. 360 bin metrekarelik bir alana yayılan vadide çalışmaların devam ettiğini ve yalnızca 96 bin metrekarelik bir kısmının gezilebildiğini söyleyelim. Tekkeköy Mağaraları Arkeoloji Vadisi içerisinde 2014 yılında bir müze açıldı ve Samsun’un en yeni müzelerinden biri oldu. Türkiye’nin ilk imitasyon müzesi olan Tekkeköy Mağaraları Arkeoloji Vadisi Müze Evi, üç eski Rum evinden birinin restore edilmesiyle halka açıldı. Burada; Yontma Taş Devri, Orta Taş Çağı, İlk Tunç Çağı, Hitit ve Frig dönemlerine ait eserlerin imitasyonları bulunuyor. Bunların dışında, alandaki restoran-cafeden yararlanabilir ve çevresinde piknik yapabilirsiniz.

30) Vezirköprü Şahinkaya Kanyonu

Vezirköprü ilçesindeki Altınkaya Baraj Gölü’nde yer alan Şahinkaya Kanyonu, yerli ve yabancı pek çok turist tarafından oldukça rağbet görüyor. Kızılırmak üzerindeki en dar ve en uzun geçit olan kanyon, dağ oluşumu ve akarsu aşındırması sonucunda meydana gelmiş. Kanyonun uzunluğu 3 bin 250 metre olurken, derinliği ise 450 metredir. Vezirköprü’ye 19 km, Samsun’a ise 127 km uzaklıkta bulunan kanyon, 2015 yılında tabiat park olarak ilan edilmiş.
Bitki örtüsü kızılçam ve meşe olan alanda; zeytin, akçakesme, ardıç, süpürge çalısı, menengiç, yabani nar, diğer ağaçcık ve çalı grupları yer alıyor. Aynı zamanda park içerisinde; karaca, kurt, tilki, sincap, porsuk, yaban kedisi, su samuru, sülün, üveyik, şahin, kaya kartalı ve saka gibi hayvan türleri de bulunuyor. Şahinkaya Kanyonu’nda; foto safari, olta balıkçılığı, su altı dalış, yamaç paraşütü, yüksekten atlama, tekne turu, tırmanma ve doğa yürüşü gibi birçok aktivite yapabilirsiniz.

31) Kirazlık Adası

Suat Uğurlu Barajı’nın yapımından sonra suların kapladığı alanda oluşan Kirazlık Adası, eski adıyla da bilinen Zevgar, Ayvacık ilçesinde yer alıyor. Buraya Ayvacık ilçe merkezinden kalkan teknelerle ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Bölgedeki göller içerisinde tek ada unvanını taşımasıyla bir hayli önem taşıyor.
whatsapp ile iletişime geç